
Sabah insanı mısın? Alarmla ve zorla mı uyanırsın, yoksa keyifle ve kendiliğinden mi? Haklısın, bu hangi koşullarda ve saatlerde uyandığına bağlı. Kurumsal bir işin varsa, o kadar da mutlu çalışmıyorsan zorla uyanman muhtemel. Benim de hayatımın bir dönemi böyle geçti. Yaptığım işi o kadar da sevmediğim, kalkmama sebep olmayacak bir dönemdi. Aslında bu sana ne kadar ihtiyaç olduğuyla, kendini ne kadar “işe yarar” ya da “istenilen” hissettiğinle de alakalı. Değerli hissetmek tüm insanların ortak ihtiyacı belki de…Ki bu asırlardır varoluş sancılarımızdan biri oldu. Başka bir yazıda belki değersizlik inançlarımıza da değinebiliriz.
Eğer kendine bir sabah rutini oluşturabilirsen güne daha motive başlayabilirsin. Çocuğum, eşim, işim var diyor olabilirsin. Ama inan benim de var 🙂 Hayatımın hamilelikle birlikte yaklaşık 9 yılı bana bağımlı yaşayan bir canlıyla geçti. Kimi zaman oyun oynamak, kimi zaman acıkmak sebebiyle defalarca tatlı uykumdan uyandırıldım. Dayanması zor günlerdi. O ilk bebeklik yılları geçtikten sonra bir karar verdim ve onun uyandığı saatten en az 1 saat erken uyanıp, kendime vakit ayırmaya başladım. Eğer sen de istersen ve vazgeçmezsen kendine göre bir rutin oluşturabilirsin.
Şimdi önerilerimi seninle paylaşmak istiyorum. Sana uygunsa bunları uygula, değilse kendine uygun olan başka rutinleri seçebilirsin.
- Öncelikle uyanmak zorunda olduğun saatten en az 30 dakika, yapabiliyorsan 1 saat öncesine alarmını kur. İlk seferde kolay olmayabilir, eğer istersen önce 30 dakika ile başlayabilirsin.
- Güne mutlaka yüzünü yıkayarak, ağzını ve dilini temizleyerek başla. Bütün gece ağzımızın içinde bakteriler birikiyor ve sabah uyanır uyanmaz onları temizlememiz sağlığımız açısından önemli Aynı zamanda tat alma duyumuzu da bu yolla güçlendirebiliriz.
- İnsanın dinlemekte en zorlandığı kişi kendisi bence. Hiç sessizce kalıp, düşüncelerini izleme şansını kendine verdin mi? Sessizlikte, gözlerin kapalı oturmaya dayanabilir misin? Denemeni mutlaka tavsiye ederim, bunun da adı meditasyon. İlk oturduğun zaman zihninde binlerce düşünce uçuşuyor. Sandığın gibi meditasyon, düşünceleri durdurup tek bir şeye odaklanmak değil. Çok fazla teknik var bunun için ama özünde amaç kendini duymak. Başkalarını tanımak için verdiğin fırsatı şimdi kendine verme zamanı. İlk defa yapacaksan sesini beğendiğin, takip edebildiğin bir yönlendirmeli meditasyonla başlamanı öneririm. Başlangıç için 5 dakika iyi bir zaman.
- Julia Cameron’un “Sanatçının Yolu” kitabını okudun mu? Okumadıysan mutlaka zaman ayırıp okumanı tavsiye ederim. Orada sabah sayfaları uygulamasından bahseder. Bunu yaratıcı yazarlık kurslarında da teknik olarak öğretirler. Uygulama şöyle: Uyandığın zaman bir deftere 3 sayfa boyunca, durmadan yazmanı önerir. O an gündeminde ne varsa… “Şu an ne yazacağımı bilmiyorum. Başım da ağrıyor zaten, hava da serin” gibi cümleler de dahil. Yazarımız, sabah sayfalarını yaratıcılığımızı yeniden kazanmanın ilk yolu olarak görür. Ruh hallerimizin ötesine geçebileceğimizi söyler. Eğer profesyonelce yazmak ile ilgili bir hedefin yoksa o halde sabah sayfalarını tekrar eden gündemlerini, döngülerini keşfetmek için de kullanabilirsin. Geriye dönüp okuduğun zaman en çok tekrar ettiğin konularını keşfedebilir, içinden geçtiğin süreci fark edebilirsin.
- Tibet’in 5 Hareketini hiç duydun mu? Eğer duymadıysan mutlaka araştırmalısın. 5 temel hareket var ve bunlar yardımıyla fiziksel gücünü arttırabilir, bedeninde canlılık ve yüksek enerjiyi açığa çıkarabilirsin. Güne en verimli başlamanın yöntemlerinden biri bence.
- Eğer hala vaktin varsa 1 sayfa bile olsa okumalısın. Günün en dingin, sessiz, sakin saatlerini okuyarak geçirmek çok verimli oluyor. Bir de kalem alırsın eline ve daha sonra da hatırlamak istediğin satırları çizebilirsin.
- Günün yoğunluğuna kapılmadan önce yapacağın son aktivite de niyet koymak olsun. Gözlerini kapat ve o gün kendinden beklediğin olma halini hayal et. Sesli bir şekilde niyetini söyle ve hadi koş, gün tüm sürprizleriyle senin için başlıyor…
Hayatının nasıl bir dönemindesin, nasıl uyanıyorsun, ruh halin nasıl bilmiyorum. Ama şunu nolur unutma: Her şey sana karşı değil, senin için oluyor. Olanı olduğu haliyle kabul et, olmayana hayıflanmadan, önündeki fırsatlara odaklanarak yaşa. Zamanın önceden belirlenmiş, içini nasıl dolduracağın ise sana bırakılmış. En çok kendine iyi davran olur mu?
Sevgiyle.
Gozdedural
Sonunda